‘SAĞLIĞIN SÜREKLİLİĞİ’ YÖNETİM YAKLAŞIMI

Sağlığın Sürekliliği yönetim yaklaşımının amacı, Sanofi Türkiye olarak toplumun her kesiminin sağlıklı bir yaşam sürdürülebilmesi için gerekli ürün ve hizmetleri sağlamaktır. 

Sanofi Türkiye uzun yıllardır bu alanda sürdürülen toplumsal katılım programlarıyla daha çok insana ulaşmak, yeni programlar ve ürünlerle farklı alanlarda öncü olmak hedefiyle Sağlığın Sürekliliğine katkıda bulunmaya devam etmektedir. 

Sanofi Türkiye’nin Sağlığın Sürekliliği ile ilgili politikaları çeşitli toplumsal katılım uygulamalarıyla toplumda bu alanda farkındalığı artırmak ve bilinçlenmeye katkıda bulunmak, önlem odaklı ve inovatif çözümlerin bir parçası olmak doğrultusunda oluşturulmuştur ve titizlikle yönetilmektedir.

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR

Hiperkolesterolemi Farkındalık Çalışmaları 
Hiperkolesterolemi halk sağlığını tehdit eden ve dünyada ilk sırada gelen ölüm nedenidir. Hekimlerin bu konudaki farkındalığını artırmak, dolayısıyla hastaların bilinç seviyesini yükseltmek için Hiperkolesterolemi farkındalık çalışmaları yürütülmektedir. 

DİYABET

Çağımızın en yaygın hastalıklarından olan diyabet, ömür boyu devam eden kronik bir hastalıktır. Dünya çapında 400 milyondan, Türkiye’de ise 7 milyondan fazla kişiyi etkileyen diyabet hastalığı tüm Dünyada ve Türkiye’de giderek büyüyen bir sağlık sorunudur. Diyabetle yaşamı kolaylaştıracak uygulamalar ise hastaların hayatında büyük önem taşımaktadır. Diyabet sorununun yönetilmesine destek olmak için Sanofi olarak çeşitli çalışmalar yürütmekteyiz. 

Sen Bul Diyabet Kolaylaşsın
Bu projeyle üniversite öğrencilerinin, diyabetli bireylerin hayatını kolaylaştıracak yenilikçi fikir ya da icatlarının ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Proje çağrısı www.senbuldiyabetkolaylassin.com İnternet sitesi ve yüz yüze üniversite aktiviteleri aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. 2018 yılı itibariyle, 5.si düzenlenen bu yarışmaya 100’ü aşkın proje başvurusu yapılmıştır. Finalist olarak seçilen on beş proje, altı ihtiyaç kategorisinde “Girişim Hızlandırma Programı” kapsamında Kworks (Koç Üniversitesi Girişim Hızlandırma ve Kuluçka Merkezi) ile çalışma ve projelerini hayata geçirme fırsatı bulmuştur. Bu kapsamda, öğrenciler, uzman mentorlar ile buluşma fırsatı yakalamışlar ve girişimcilikle ilgili eğitimlere dahil olmuşlardır. 

Okulda Diyabet Programı
Diyabet hastalığıyla ilgili farkındalık yaratmak amacıyla hayata geçirilen projelerden biri olan “Okulda Diyabet Programı” 2010’dan beri Sağlık Bakanlığı Ulusal Diyabet Kontrol Programı çerçevesinde yürütülmektedir. Millî Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Çocuk ve Hizmetleri çerçevesinde, Endokrinoloji ve Diyabet Derneği tarafından Sanofi Türkiye'nin koşulsuz desteğiyle yürütülen “Okulda Diyabet Programı” öğrenci, veli ve öğretmenler arasında diyabet farkındalığını ve diyabetli çocukların okuldaki yaşam kalitelerini artırmayı amaçlamaktadır. Projeyle şimdiye kadar 25 bin okul, 585 bin öğretmen, 580 bin veli ve 7,5 milyon öğrenciye ulaşılmıştır. Okulda Diyabet Programı sayesinde edindiğimiz tecrübeyle Uluslararası Diyabet Federasyonunun ‘KiDS’ programının başlatılmasına da öncülük de edilmiştir. 2017 yılı kapsamında Adana ve Samsun’da toplamda 750 kişinin katıldığı, Tip 1 diyabet farkındalığını artırmak üzere eğitimler düzenlenmiştir. 2018 yılında da bu toplantılara Eskişehir’de 350 kişinin katıldığı eğitim toplantısı ile devam edilmiştir.

Diyabetle Mücadeleye Destek Programı
Diyabete Destek Programı kapsamında, Halk Sağlığı Kurumu ile yaptığımız protokol sağlıklı bireylerin diyabetten korunması amacıyla “Diyabetten Korunma Eğitimleri”, Tip 2 Diyabetli bireylerin diyabet eğitimlerini sağlamak üzere “Sınıf ve Bireysel Eğitim ve Hizmetleri” ve tüm diyabetli ve sağlıklı popülasyonun farkındalığını artırmak üzere oluşturulacak bir ‘İnternet Sitesi’ni içermektedir. “Sınıf ve Bireysel Eğitim ve Hizmetleri” çerçevesinde hemşire hizmeti verdiğimiz şehirlerde Halk Sağlığı Kurumu’nun belirlediği yerlerde haftada bir kez tüm diyabetli hastalara diyabet eğitimi verilmesi hedeflenmektedir. Hedefimiz sadece diyabetli hastalara ulaşmak değil, sağlıklı bireylere de ulaşıp diyabetin ne olduğunu, korunmak için neler yapılması gerektiğini ve doğru tedavi edilmezse komplikasyonlarının ne olacağını anlatmaktır. Bunun için kamu spotu desteğinde bulunulmuş ve kapsamlı bir İnternet sitesi hazırlanmıştır. Program dahilinde 2018 sonuna dek on iki ilde halk eğitimi düzenlenmiş, eğitim alan kişi sayısı 150.000’e ulaşmıştır.

NADİR HASTALIKLAR

Nadir hastalıklar, her 2.500 kişiden birini etkileyen hastalıklara verilen isimdir. Küresel olarak yaklaşık 300 milyon kişiyi etkileyen yaklaşık 7.000 tür nadir hastalık ve bozukluk bulunmaktadır. Nadir hastalıkların %80’i genetik kaynaklıdır, genelde kroniktir ve hayati risk içermektedir, belirtileri hemen gözükmese de bir kişinin tüm hayatı boyunca varlığına devam etmektedir. 

Sanofi Genzyme olarak, nadir hastalıklara sahip her bireyin yüksek kalitede hizmet, tedavi ve destek alabilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu sebeple, nadir hastalıklar alanında gereksinim duyulan tıbbi ihtiyaçları karşılayabilmek için doktorlar, hemşireler ve hastaları kapsayan bütünsel bir yaklaşıma sahibiz.

Yüksek Risk Testi (High Risk Testing – HRT) Araştırması
Yüksek Risk Testi (HRT) araştırmasının amacı nadir hastalıkların Türkiye’deki sıklığının anlaşılması ve teşhis edilmesi amacıyla testlerin yapılmasıdır. Sanofi Genzyme’ın Global Tanı Destek Programı sayesinde tedavisini sağladığı Gaucher, Fabry, MPS-1 ve Pompe hastalık alanlarıyla ilgili tarama testlerinin yapılmasını koşulsuz olarak desteklemektedir. 2001 yılından bu yana devam eden çalışma kapsamında her yıl düzenli tarama testleri yapılmaktadır. Son üç yıl içinde 10.000’in üzerinde hasta risk faktörleri nedeni ile ilgili hastalıklar için taranmıştır. Bu sayede hastalık sıklığı belirlenerek Türkiye’de epidemiyolojik veri sağlanmakta, hastalıklar yaşamı tehdit eden boyutlara gelmeden erken tanı alabilmektedir. 

GenAssist (Tanı Destek Programı)
Sanofi Genzyme nadir hastalıklar, Multiple Skleroz (MS), onkoloji, hematoloji ve immünoloji alanında tedavi çözümleri sunmaktadır. Nadir Hastalıklar grubunda Gaucher, Fabry, Pompe ve MPS-1 için enzim tedavileri yer almaktadır. Bu alanda yeni geliştirilmekte olan birçok ürün mevcuttur. Nadir hastalıklar; hastalıkların seyrek görülmesi, birçok hastalığı taklit etmesi, tanı için özel yöntemler gerektirmesi nedeni ile farkındalığın düşük olduğu bir hastalık grubudur. Bu hastalıkların tanılarının konulabilmesi için Sanofi Türkiye tanı destek programını oluşturmuştur. 2018 yılı itibariyle Düzen Laboratuvarları ile gerçekleştirilen ortak çalışmayla, yerel kaynak kullanımında ve yerelleşmede önemli bir adım atılmıştır.

3Gen Projesi

Tüm dünyada ve Türkiye’de nadir görülen genetik hastalıklar olan Lizozomal Depo Hastalıkları (LDH) konusunda lider olan Sanofi Genzyme, Nadir Hastalıklar alanında 360 derece hastalık yönetimi yapmaya kendisini adamıştır. Bu kapsamda hastalıkların tedavisinde tüm paydaşlarına, ihtiyaçlara yönelik projeler geliştirerek hizmet vermektedir. Dünya çapında markaları kayıt altına alınmış olan 3Gen projesi, nadir hastalıklar alanında hekim, hemşire ve genetik ve tanı destek eğitim programları ile donanımlı hale getirilmiştir.

GenPro (Hekim Destek Programı) 
GenPro, lizozomal depo hastalıklarının tanı ve tedavisine gönül vermiş uzman hekimleri buluşturan ve mevcut bilgi birikimlerine katkıda bulunan bir hekim destek programıdır. Programın amacı, farklı uzmanlık alanlarındaki hekimleri bir araya getirerek mevcut bilgi birikimlerini ve klinik tecrübelerini paylaşmalarını sağlamaktır. Bu sayede, multidisipliner bir tedavi yaklaşımını gerektiren lizozomal depo hastalıklarının tanısının geç kalınmadan konması amaçlanmaktadır. 

2018 yılında Gaucher Hastalığı, Fabry Hastalığı ve MPS1 Hastalığı konularında çeşitli şehirlerde onaltı GenPro toplantısı gerçekleştirilmiştir. Bu toplantılara birçok branştan katılan 500 hekimin bu hastalıklar hakkındaki farkındalığı artırılmış ve branşlar arasında hasta sevk sistemleri kurulmuştur. GenPro’lara katılan hekimlerin %39’u toplantıların günlük pratiklerine katkısının “çok iyi” düzeyde, kalan %61’i de “iyi” düzeyde olduğunu belirtmiştir. Anketlerden elde edilen sonuçlara göre performansın beklenilen seviyeyi yakaladığı görülmüştür. 

GenPart (Hemşire Destek Programı) 
GenPart, hemşirelerin lizozomal depo hastalıklarının tedavisinde infüzyonların hazırlanması ve uygulanması konusundaki bilgilerini güncelleyen ve onları donanım sahibi yapan bir destek programıdır. Lizozomal depo hastalıklarının tedavisi infüzyon şeklinde özel prosedürle hazırlandığından, hemşirelerin bu konuda üstün bilgiye sahip olmaları hastaların tedaviye uyumu ve tedavi sonuçlarının en üst düzeyde olması açısından büyük önem taşımaktadır. 

2018 yılında Türkiye’nin her bölgesinde gerçekleştirilen 56 GenPart İnfüzyon Teknikleri eğitiminde toplam 247 hemşireye lizozomal depo hastalıklarının tedavisine yönelik infüzyonların hazırlanması ve uygulanması konusunda bilgi ve beceri kazandırılmıştır. Kliniklerinde GenPart eğitimi alan 247 hemşirenin %88’si eğitim içeriğinin beklentilerini karşıladığını, kalan %12’si de eğitimlerin beklentilerinin üzerinde olduğunu belirtmiştir. 

GenTree (Genetik Destek Programı) 
GenTree, genetik geçişli olan lizozomal depo hastalıkları alanında hasta teşhisi ile aile taramasının önemini hekimlere aktarmak için kurgulanmış olan projedir. GenTree projesi; ‘Uzmanına Danış’ ve ‘Eğitimcinin Eğitimi’ olmak üzere iki bölüme ayrılır. 

  • GenTree Uzmanına Danış: Program ile hastalık teşhisinde rol alan uzmanlık branşlarına bir genetik uzmanı tarafından, hastalığın genetik geçişi ve aile taramasında dikkat edilmesi gereken noktalar anlatılarak daha fazla hastanın yaşama dönmesi ve/veya yaşam kalitesini artırmak amaçlanmaktadır.
  • GenTree Eğitimcinin Eğitimi: Türkiye’de lizozomal depo hastalıklarının genetik geçiş detaylarını bilen genetik uzman hekim sayısı son derece sınırlıdır. Bu eğitimlerle genetik uzmanlarının bilgi düzeyini artırarak, lizozomal depo hastalıkları teşhisi koyan uzman branşlara genetik bilgi aktarımı yapılması amaçlanmaktadır.

Fabryka
Fabryka projesi Fabry hastalığının hekimler arasında bilinirliğini artırmak ve tedavi uyumunu sağlamak amacıyla geliştirilmiştir. Fabry hastalığı ortalama 40.000’de bir görülen bir hastalıktır. Nadir görülen bir hastalık olması sebebiyle hekimlerle hastalar arasında ne yazık ki farkındalık oldukça düşüktür. Ayrıca ilacın iki haftada bir hastanede intravenöz uygulanmasından dolayı da hasta uyumu düşüktür.

Hastalık farkındalığı ve hasta uyumunun düşük olması sebebiyle, hastanın tanı aldıktan sonra Fabry hastalığının hastayı nasıl etkilediğini tam olarak öğrenmek için bir dizi testten geçmesi gerekmektedir. Tedavi süresince hekim tarafından bu test sonuçlarının yakın ve düzenli takibi büyük önem taşımaktadır. 

Fabryka projesiyle; 

  • Hekimlerin, Fabry hastalığı hakkında farkındalıkları ve bilgi seviyeleri artmaktadır.
  • Hekimlerin, Fabry hastalığı tanı ve tedavisiyle ilgili bilgi, tecrübe ve motivasyonları artmaktadır.
  • Takip eksikliği nedeniyle tedaviden düşmüş ve/veya analiz değerlerinden emin olunamayan hastalar tedaviye alınmıştır.
  • Hekimleri tarafından daha kapsamlı ve düzenli bilgilendirme alan hastaların da tedaviye uyumlarının artığı hekimleri tarafından belirtilmektedir.

Cerbest
Cerbest projesi Gaucher Hastalığında 360 derece hastalık değerlendirilmesi yapılabilmesi için kurgulanmıştır. Cerbest projesiyle Gaucher hastalarının kemik bulgularının DEXA, MRG ve kemik biyomarkerları ile değerlendirilmesi, hastalarda oluşacak geri dönüşümsüz kemik hasarının engellenmesi ve Cerezyme’ın kemik verilerinin çoklu kanallarının etkin kullanılmasıyla gösterilmesi hedeflenmiştir. 

Cerbest projesi kapsamında pediatrik metabolizma, pediatrik gastroenteroloji, gastroenteroloji ve seçilmiş endokrinoloji uzmanlarına Gaucher hastalığının bir kemik hastalığı olduğunun gösterilmesiyle, tedavi veren hekimler, hastalarda DEXA, MRG ve diğer kemik biyomarkerlarını değerlendirmeye başlamıştır. Böylece Gaucher hastalığı tedavisinde viseral organ iyileşmeleri, kan parametreleri düzelmelerine ek olarak kemik iyileşmeleri de gözlemlenerek tam bir hastalık yönetimi yapılmaya başlanmıştır. Cerbest projesinde 2018 yılı içinde altı bölgesel tedavi yönetimi toplantısı gerçekleştirilmiştir. Bu toplantılarla 35 tedavi veren hekime ulaşılmıştır. 

MS

MS konusunda toplumsal bilinci artırmak amacıyla toplantı, forum ve kongreler dahil farklı aktiviteler düzenlenmiştir.

MS – Lego Projesi: MS – Lego Projesi yıl içerisinde periyodik olarak yapılmaktadır. İstanbul’da görev yapan ve hasta tecrübesi yüksek iki doktorun yönettiği toplantılarla İstanbul’daki kliniklerde MS hastalığına yönelik pratik ve teorik bilgi seviyesinin artırılması hedeflenmektedir.

MS Forum: MS Forum belirlenen bölgelerde yılda üç kere gerçekleştirilmektedir. Mustafa Kemal Üniversitesi öğretim üyesi Taşkın Duman önderliğinde konuşmacı doktorlar ile beraber belirlenecek konuların, iki farklı görüş tarafından ele alınarak katılımcılarla paylaşılması ve farkındalığın artırılması forumun temel hedefidir. Toplantılar İnternet üzerinden canlı yayınlanmaktadır.

Global İzlenimler: ‘Global İzlenimler’ etkinliği her yıl Ocak ayında gerçekleştirilmektedir. Bu etkinlikler ile bir önceki yılın önemli kongrelerinde konuşulan tüm konuların özetinin Türkiye’de bulunan MS fikir liderleri aracılığıyla katılımcılar ile paylaşılması hedeflenmektedir. Yüksek katılımın olduğu bu toplantılar, İnternet üzerinden canlı yayınlanmaktadır.

ONKOLOJİ

Sanofi Türkiye, onkoloji alanındaki deneyim ve uzmanlığıyla hastalıktan etkilenen milyonlarca insanın yaşam kalitesini artırmaya odaklanmaktadır. Sanofi Türkiye, Global İş Birimi Sanofi Genzyme vasıtasıyla, kanserle mücadeleye yönelik yenilikçi tedavi ve yaklaşımlar geliştirmeye ve hayata güç katmaya devam etmektedir.

Facetime ile Klinikler Arası Tecrübe Paylaşım Toplantıları
Facetime ile Klinikler Arası Tecrübe Paylaşım Toplantıları 2018 Nisan ayında gerçekleştirilmiştir. Proje hedefi; canlı yayın toplantılarında konuşmacı ve katılımcılar arasında karşılıklı etkileşimin sınırlı düzeyde kalması ve bilgi akışının sınırlı olması sebebiyle, hastalıkla ilgili tecrübelerin karşılıklı aktarılabildiği, interaktif yeni bir dijital platform oluşturmaktır. 

Bu kapsamda iki farklı ildeki klinik (Örn: İzmir Ege Üniversitesi ve Ankara Dışkapı Eğitim Araştırma Hastanesi Onkoloji klinikleri) belirlenmiştir. Daha sonra bu iki kliniğin dijital platform üzerinden görüntülü olarak toplantı düzenlemesi gerçekleştirilmiştir. Bu toplantıda gerçek olgular üzerinden sunum yapılarak soru-cevap ve tartışma kısımlarına geniş zaman ayrılmış; teknik alt yapıda ise sadece iPad, bilgisayar ve hoparlör kullanılarak düşük maliyetle yüksek toplantı etkinliği sağlanmıştır. Bu sayede klinikler arası fikir alışverişi etkili bir şekilde yapılmıştır. 

SANOFİ PASTEUR

Evimizin Sağlık Elçileri 
2017 yılında ÇABA Derneği iş ortaklığıyla hayata geçirilen ‘Evimizin Sağlık Elçileri’ programı bireylerin sağlık konusunda temel bilgilere sahip olmasını ve toplum sağlığı açısından aşıların öneminin anlaşılmasını amaçlamaktadır.  Türkiye’nin farklı illerinde yapılacak eğitim programlarını kapsayan programla katılımcıların bilgilendirilmesi ve aileden başlayan sağlık bilinciyle topluma katkı sağlanması hedeflenmektedir. ‘Evimizin Sağlık Elçileri’ programı hem yüz yüze toplantılar hem de doktor ve tanınan kişilerin sunumlarıyla desteklenmektedir. Program çerçevesinde eğitime katılanlara ‘Evimizin Sağlık Elçisi’ sertifikası verilmektedir. Bu elçilerin de çevresindeki insanları bilinçlendirmesi için düzenli bilgilendirmeler yapılmaya devam edilmekte, bilinçlendirme çalışmaları aynı zamanda sosyal medya ve İnternet sitesi aracılığıyla da desteklenmektedir. (
www.evimizinsaglikelcileri.com) ‘Evimizin Sağlık Elçileri’ programı kapsamında 2017 Eylül – 2018 Kasım tarihleri arasında toplam iki lansman ve dokuz eğitim toplantısıyla 3.000 kişi yüz yüze olarak bilgilendirmiştir.

Diğer 
Alemtuzumab İnsani Amaçlı Erişim Programı 
Başka bir endikasyonda geliştirilmek üzere piyasalardan çekilen alemtuzumabın doktorları tarafından yalnızca ürüne ihtiyacı olduğu belirtilen hastalar için, ürünün ücretsiz olarak temini amacıyla Nisan 2013’te başlatılan programımız halen devam etmektedir. Bu program ile doktorları tarafından ürüne ihtiyacı olduğu belirtilen hastalara ürünün ücretsiz olarak temini sağlanmaktadır.